İçindekiler
Bağımlılık Çeşitleri Nelerdir? Nasıl Anlaşılır?
Bağımlılıklar günümüzde internet üzerinde en çok araştırılan konulardan biri haline gelmiştir. Bağımlılık kişinin herhangi bir şey üzerinde kontrolünü kaybetmesi anlamına gelmektedir. Bu durum madde, alkol, nesne ya da yaptığı herhangi bir davranış olabilir.
Kontrolsüzce gerçekleşen tüm davranışlar bağımlılık oluşturma riski taşımaktadır. Bunun yanı sıra insanların hayatta birçok farklı şeye bağımlılık duyabilecekleri dile getirmek mümkündür. Özellikle son dönemlerde alkol ve madde bağımlılıklarının arttığı bilinmektedir. Bunun yanı sıra teknoloji, kumar ve sigara gibi bağımlılıklar da son dönemde artmakta olan bağımlılık çeşitleri arasında bulunmaktadır.
Bağımlılık Nedir?
Bağımlılık nedir sorusuna tek bir şekilde yanıt vermek mümkün olmasa da insanın hayatında bulunan herhangi bir davranışa tutuma nesneye ya da etkene kontrolsüzce yaklaşması yanıtını vermek doğru olacaktır. Kontrolsüzce kullanılan maddeler gerçekleştirilen davranışlar ya da uygulanan durumlar bağımlılık yaratan ve insanların hayatını oldukça zorlaştıran aktiviteler olarak bilinmektedir. Bağımlılık kişinin kullandığı bir nesne ya da yaptığı bir aktivite üzerine kontrolü kaybetmesi olarak özetlenmektedir. Bunun yanı sıra bağımlılık kullanımını ya da davranışın sıklığı ya da ortadan kaldırılması durumunda huzursuzluk uykusuzluk öfke ya da yoksunluk belirtileri ile de meydana getirmektedir.
Kaç Çeşit Bağımlılık Vardır? Çeşitleri Nelerdir?
Bağımlılık hakkında yapacağınız kısa bir araştırma bu problemin birçok farklı çeşidi olduğunu görmenizi sağlayacaktır. Günümüzde en yaygın bilinen bağımlılıklar fiziksel ve psikolojik olarak ikiye ayrılmaktadır. Fiziksel bağımlılık madde varlığına karşı duyulan fiziksel bir ihtiyaç olarak ele alınabilir. Bağımlılık duyulan madde vücuda girmediği takdirde kişide bulantı kusma terleme titreme ve üşüme gibi yan etkiler meydana gelmektedir.
Fiziksel ya da davranışsal bağımlılık türleri nelerdir sorusuna oyunu bir gül bilgisayar biri gül televizyon ya da kumar gibi insan ile makinenin etkileşim kurduğu ya da madde bağımlılıkları yanıt olarak verilebilir. Psikolojik bağımlılık ise herhangi bir maddeye duyulan alışkanlık maddeyi arzu etme ya da maddesiz yapamayacağına kendine inandırma hali olarak ele alınmaktadır. Psikolojik bağımlılıkta fiziksel bağımlılığa farklı olarak maddenin alınmadığı durumlarda anksiyete ve sinir krizi gibi psikolojik belirtiler meydana gelmektedir. Fiziksel ve psikolojik bağımlılık kişilerde aynı anda görülebilir. Bunun yanı sıra fiziksel bağımlılığın psikolojik bağımlılığa göre daha kolay tedavi edilebildiği görülmektedir.
Alkol bağımlılığı
Alkol bağımlılığı bağımlılık çeşitleri arasında gelen ve en bilindik olanlardan biridir. Adından da anlaşılacağı üzere kişinin alkol tüketiminin normal seviyenin çok üstünde olmasıyla gerçekleşen bu bağımlılık sürekli olarak yüksek dozda alkol tüketimi ya da belirli bir süre ara verdikten sonra tekrar yüksek dozda alkol tüketimi gibi pek çok farklı sebep dolayısıyla gerçekleşebilir.
Sigara Nikotin bağımlılığı
Nikotin bağımlılığı olarak bilinen ve bağımlılık çeşitleri sıralamasında dünya birincisi olan sigara bağımlılığı içerisinde bulunan 4000’den fazla kimyasal maddeye rağmen sigaraya bağımlı olan kişiler için kullanılan bir terimdir. Sigarayı her gün düzenli olarak yüksek dozda tüketen ve içerisinde yer alan nikotin maddesine bağımlı hale gelen kişiler nikotin bağımlısı sayılmaktadır.
Eroin bağımlılığı
Madde bağımlılığı olarak da bilinen ve bağımlılık çeşitleri içerisinde en korkutucu olanı sayılabilecek eroin bağımlılığı afyondan elde edilen ve genellikle burun yoluyla tüketilen bu maddeye duyulan bağımlılık olarak ele alınmaktadır. Eroin bağımlılığının bağımlılık çeşitleri içerisinde en korkuncu olarak anılmasının nedeni yalnızca 1 ila 2 hafta düzenli kullanılmasıyla birlikte insanların kolaylıkla bağımlı hale gelebiliyor olmalarıdır.
Esrar bağımlılığı
Kenevir bitkisinden elde edilen ve genellikle sigara şeklinde sarılarak içilen esrar kısa vadeli etkisi sebebiyle bağımlılık çeşitleri arasında bulunan ve oldukça tehlikeli olan bir türdür. Yüksek derecede haz veren ve bellek sorunları yaşamaya neden olan esrar kalp hızında artış, anksiyete ve panik atak gibi pek çok farklı probleme yol açmaktadır.
İnternet bağımlılığı
Son dönemlerde oldukça popüler olan ve teknolojinin ilerlemesiyle her geçen gün daha fazla kişinin yaşadığı bir sorun haline gelen internet bağımlılığı özellikle daha genç bireylerde yaygın olarak görülmektedir. İnternet bağımlılığı problemi yaşayan kişiler günlük rutin ihtiyaçlarını sorumluluklarını ve sosyal yaşamlarını göz ardı ederek yalnızca internette vakit geçirmektedir. Uyku bozukluğu aile içi huzursuzluk depresyon anksiyete panik atak gibi pek çok farklı hastalığın yanı sıra göz hastalıkları ve bel ağrısına neden olan internet bağımlılığı günümüzün en büyük problemlerinden biridir.
İnsan ya da aşk bağımlılığı
İnsan bağımlılığı: İnsan ya da aşk bağımlılığı nedir sorusuna cevap olarak verilen bu bağımlılık türü bir kişinin biri başkasına zarar verdiğini bilse bile onsuz yapamayacağına kendini inandırma asıyla meydana gelmektedir. Hayatın olumsuz olduğuna inandığı için ne yaparsa yapsın hayatından çıkarmayı göze alamayan ve bu durumun sonunda bağımlılık yaşamaya neden olan bu problem, bağlılık değil bağımlılık ile ilişkilerdir.
Yeme bağımlılığı
Özellikle kilo problemi yaşadığını düşünen ve ne yaparsa yapsın kendini çekici bulmayan kişilerin yaşadıkları bir problem olarak ele alınan yeme bağımlılığı kişinin yemek yedikten sonra rahatsızlık duyarak yediği yemeği dışarı çıkarmak istemesiyle meydana gelmektedir. Bu durum duygusal bağımlılık ne demek sorusuna da yanıt olarak verilmektedir.
Kumar bağımlılığı:
Kumar bağımlılığı kişinin kumar oynarken kendisi de dahil olmak üzere ailesi ya da iş hayatı gibi hiçbir sorumluluğu görmediği veya yalnızca kumar oynamaya odaklandığı bir bağımlılık türüdür. Maddi gücü kumar oynamaya yetmese bile davranışını kontrol etmesi ve önüne geçmesi mümkün değildir. Dürtü kontrol bozukluğu olarak ele alınan kumar bağımlılığı tüm zamanını kumar oynayarak geçiren kişilerin yaşadıkları bir sorundur.
Yalancı bağımlılık
Bir insanın kontrolsüz şekilde doğru olmayan konuşmalar yapmasını sağlayan bu problem yalancı bağımlılık nedir sorusuna yanıt olarak verilmektedir. Psikolojik bir rahatsızlık olarak ele alınan ve insanın dürtüsünü kontrol edemeyerek yalnızca yalan olduğunu bildiği şeyleri söylemesini sağlayan bu problem insanların sosyal ve iş yaşantılarını en çok etkileyen bağımlılık türlerinden biridir.
Bağımlılık Nasıl Oluşur?
Alkol bağımlılığı gibi birçok bağımlılık bağımlı olmanıza neden olan aktiviteyi sürekli olarak gerçekleştirmeniz ya da maddeyi sürekli olarak tüketmenizde gerçekleşmektedir. Ancak bağımlılığın bir kısır döngü olduğunu göz ardı etmemeniz gerekmektedir. Pek çok kişi bağımlı olacağını bilmediği maddeleri bir kereden bir şey olmaz diyerek başlamakta ancak bir kısır döngü olması sebebiyle çok kısa süre içerisinde kendini bağımlı halde bulunmaktadır.
Dolayısıyla bağımlılığın oluşması için bir şeyi sürekli olarak tekrar etmek gerekebilir ancak bağımlı olunan maddelerin birbirinden farklı olması ne kadar süre içerisinde bağımlı hale geleceğinizi değiştirmektedir. Bunun yanı sıra pek çok kişi bağımlılık yapan şeyler nelerdir hakkında araştırma yaptığı bu soruya tek bir şekilde yanıt vermek mümkün değildir. Madde, sigara alkol teknoloji gibi pek çok farklı etken günümüzde bağımlılık yapan faktörler arasında gelmektedir.
Bağımlılık Tanı ve Tedavi Süreci Nasıl İlerler?
Alkol bağımlılığı başta olmak üzere bir maddeye duyulan bağımlılığın insan sağlığını direkt olarak etkiliyor olması pek çok farklı probleme yol açabileceği gibi bağımlılıkların kısa süre içerisinde kontrol altına alınması gerekmektedir. Alkol, uyuşturucu ya da sigara gibi bağımlılıklar hem psikolojik hem de fiziksel tedavilerin senkronize şekilde gerçekleşmesini sağlayan bir tedavi sürecini içermektedir.
Ancak kişisel bağımlılık nedir sorusuna yanıt olabilecek davranışsal ya da herhangi bir başka kişiye duyulan bağımlılıkların tedavi edilmesi için genellikle psikolojik tedavi süreci izlenmektedir. Bunun yanı sıra bağımlılık türlerinin tamamen farklı olması ve her insanın bağımlılık durumunda verdiği tepkilerin de birbirinden farklı olması tedavi süreçlerinin değişkenlik göstermesini sağlamaktadır.
Bağımlılık, olumlu etkilerden daha ağır basan olumsuz sonuçlara rağmen ödüllendirici bir davranışta ısrar etme eğilimidir. Bağımlılıklar bir takım davranışlardır; alkol almak, tütün dumanını solumak, eroin enjekte etmek, kokain çekmek, kumar makinesinde düğmeye basmak, piyango bileti satın almak, yemek yemek, alışveriş yapmak vs..
İstendiğinden daha büyük ölçüde ya da daha uzun süreli madde alınması, maddeyi bırakmak için sürekli bir istek ya da sonuç vermeyen çabalar, maddeye ulaşmak/kullanmak/etkisinden kurtulmak için gerekli eylemlere çok zaman ayrılması, madde isteğinin olması, işlevselliğin düşmesi, bedensel/ruhsal/toplumsal ya da kişilerarası sorunlara rağmen kullanımı sürdürme, istenen etkiyi sağlamak için artan miktarlarda madde kulanma ihtiyacı (tolerans) ve yoksunluk gelişmiş olması bağımlılığın tanı ölçütleri olarak sıralanabilir.
Biyopsikososyal Model Penceresinden Bağımlılık
Biyolojik Boyut:
Bağımlılık, bir kişinin biyolojik işleyişinden birçok yönden etkilenir ve onu etkiler. Kötüye kullanılan maddelerin ortak bir özelliği, beyindeki dopamin nörotransmitterinin düzeyini artırma özellikleridir. Dopamin, kötüye kullanılan maddelerin olumlu pekiştirici etkileriyle olduğu kadar doğal ödüllerle (örneğin yemek, cinsellik vb.) de ilişkilidir. Bağımlılık yapan maddeler, dopamini doğal ödüllerden 100 kat daha fazla ve uzun süreli olarak artırır. Bu güçlü etki, bazı insanları tekrar tekrar bağımlılık davranışlarında bulunmaya güçlü bir şekilde motive eder.
Günümüzde bağımlılık tedavisinde; aşırı doz ve yoksunluk yönetimi için ilaç destekli tedavilerden nüks riskini azaltan farmakoterapilere kadar tıbbın müdahale etme yollarının farkında olmak hayati önem taşımaktadır.
Psikolojik Boyut:
Biyolojik bileşenin yanı sıra, bağımlılık riskine katkıda bulunan diğer bir faktör de psikolojik bileşendir. Bu bileşen; kişilik özellikleri (heyecan arama ve dürtüsellik gibi), ruhsal sağlığı (anksiyete ve depresyon gibi) ve psikolojik yapıları (özsaygı ve özdeğer gibi) içermektedir. Bazı kişiler, acı verici duyguları düzenlemek için kötüye kullanılan ilaçların ödüllendirici etkilerinden daha fazla etkilenebilir. Araştırmacılar travma ve bağımlılık arasında güçlü bir ilişki bulmuşlardır. Gerçekten de olumsuz çocukluk deneyimlerinin daha sonra uyuşturucu ve alkol kullanma ihtimalini artırdığı görülmüştür. Uyuşturucu kullanımı duygusal deneyimleri düzenlemenin işlevsel olmayan bir yolu olarak kullanılabilir. Bu nedenle çok sayıda psikolojik faktör, kötüye kullanılan ilaçlar yoluyla kişinin nasıl hissettiğini değiştirme (veya duyguları düzenleme) ihtimalini dolayısıyla bağımlılık geliştirme riskini artırabilir.
Olumsuz bazı duyguları (kaygı, öfke vs.) ortadan kaldırmak, iletişim sorunları, yaptığımız bazı düşünce hataları alkol/madde kullanımını tetikleyici olabilmektedir. Psikoterapilerde bu alanlarda çalışıp kişilere farkındalık ve işlevsel bakış açıları kazandırdığımızda yukarıdaki maddelerin tetikleyici olma özelliği büyük ölçüde azalmaktadır.
Sosyal Boyut:
Biyopsikososyal modeldeki üçüncü bileşen sosyal çevredir. Sosyal normlar, erişilebilirlik, yasalar, toplumsal onay ve kültürel inançların tümü bağımlılık deneyimini etkilemektedir. Erken yaşta uyuşturucu kullanımına maruz kalan bir birey, sosyal öğrenmeden (gözlem yoluyla öğrenmeden) etkilenebilir. Ek olarak, belirli ortamların uyuşturucu kullanımıyla ilgili belirli sosyal normları vardır (“Üniversitede herkes uyuşturucuyu deneyimler”). Bu nedenle kişinin içinde bulunduğu sosyal çevre, bağımlılık riskine katkıda bulunur.
ALKOL BAĞIMLILIĞI VE ETKİLERİ
Pek çok insan, zararlı sonuçları olmayan makul miktarda alkol içerken, bazıları için tek bir kadeh bile tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor. Bir kişinin sadece alkol içme sıklığının veya miktarının bilinmesi bu tüketimin sorunlu bir tüketim olup olmadığına karar vermek için yeterli değil. Bunun yerine, alkol kullanımının kişinin yaşamını ne kadar olumsuz yönde etkilediğini incelemek daha doğru olur. Alkol kullanımı nedeniyle kişi iş hayatı, aile ilişkileri, mali durumu veya duygularıyla ilgili sorunlar yaşıyorsa bu kişide alkol kullanım bozukluğu olabilir.
Klinik olarak alkol kullanım bozukluğunu alkolü sağlıksız veya tehlikeli tüketme şekli olarak tanımlayabiliriz. Bu bozukluğun şiddeti değişkenlik gösterebilir. Sağlıksız alkol kullanımı zamanla beyni etkileyebilir ve kompulsif alkol kullanımına ve bağımlılığına veya alkolizme yol açabilir.
İyi haber şu ki, bu sorun erken saptanabilir ve gerekli profesyonel destek erkenden alınabilirse alkolün yarattığı olumsuz etkiler engellenebilir veya tersine çevrilebilir.
Alkol Kullanım Bozukluğunun Fiziksel Sağlığa Etkileri
Alkol kullanım bozukluğu hem fiziksel hem psikolojik sağlığınızı yaşamınızın tüm yönleriyle ciddi derecede etkiler. Öncelikle alkolün fiziksel sağlığa etkilerini ele almak yarattığı sorunların ciddiyetini kavrayabilmek için çarpıcı bir başlangıç olacaktır. Uzun vadede, alkol kullanım bozukluğunun vücut ve genel sağlık üzerindeki olumsuz etkileri oldukça fazladır ve bu etkileri tersine çevirmek zor veya imkansız olabilir. Araştırmalar, alkol kullanımının vücudun şu kısımlarını etkileyebileceğini gösteriyor:
- Kalp: Yüksek tansiyon, düzensiz kalp atışı, felç
- Karaciğer: Alkolik hepatit, fibroz, siroz dahil iltihaplanma
- Böbrekler: Akut böbrek yetmezliği ve kronik böbrek hastalığı
- Pankreas: Kan damarlarının iltihaplanması ve şişmesi ile sindirimin engellenmesi
- Bağışıklık Sistemi: Tüberküloz ve zatürree gibi hastalıklara karşı artan duyarlılık
Alkol kötüye kullanımı meme, ağız, yemek borusu, boğaz, gırtlak, kolon ve rektum kanserleriyle ilişkilendirilmiştir. Ayrıca mide ve pankreas kanseri riskini artırabilir.
Alkolün Beyin Üzerindeki Etkileri
Alkolün beyin üzerinde kısa ve uzun vadeli olumsuz etkileri beynin bağlantı yollarını bozabilir ve ruh halini, davranışları ve diğer bilişsel işlevleri etkileyebilir. Diğer taraftan bu beyin hasarı alkolün neden olduğu beslenme eksiklikleri, nöbetler ve karaciğer bozuklukları yoluyla da ortaya çıkabilir. Hamile kadınlarda alkol tüketimi, doğmamış bebeklerin beyinlerini etkileyerek fetal alkol spektrum bozuklukları gibi çok ciddi derecede olumsuz ve kalıcı sonuçlar doğurabilir.
Alkolün neden olduğu beyin problemlerinin çoğu zaman uygun tedavi ile iyileştirilebileceği bildirilmektedir. Aylarca veya yıllarca alkolden uzak durmak, hafıza becerileri gibi düşünme becerileri de dahil olmak üzere alkol bağımlılığının bazı etkilerini kısmen onarmaya yardımcı olabilir.
Alkolün Davranış Üzerindeki Etkileri
Gecikmeli konuşma, motor bozukluk (hareket bozukluğu), kafa karışıklığı ve hafıza sorunları, kısa vadede alkol tüketiminin yaygın sonuçlarından sadece birkaçıdır. Bu durumlar, içicileri kazalara, yaralanmalara ve şiddet içeren davranışlara daha yatkın hale getirebilir. Alkol, ölümcül yanık yaralanmalarının, boğulmaların ve cinayetlerin yarısından fazlasında yer alan bir etmendir. Ayrıca orta ila şiddetli yaralanmalarda, intiharlarda ve cinsel saldırılarda önemli bir etmendir. Alkolün, ölümcül motorlu araç kazalarının yaklaşık yüzde 40’ında rol oynadığı da bilinmektedir.
Aşırı alkol tüketimi, korunmasız cinsel ilişki gibi riskli cinsel davranışlara da neden olabilir ve bu da istenmeyen gebeliklere ve cinsel yolla bulaşan hastalıklara yol açabilir. Bu etkilerin yaşam boyu devam edecek sonuçları olabilir.
DOĞRU BİLDİĞİMİZ BİR YANLIŞ:
Alkol kullanımı sorunu hakkında genelde “ya hep ya hiç” şeklinde düşünmeye eğilimliyiz.
Pek çok insan iki seçenek olduğunu varsayar: Ya içki sorununuz yok ya da hayatı alt üst olan bir “tam alkolik” siniz. Fakat gerçek sadece siyah veya beyaz değil, gri tonlarındadır. Alkol kullanım bozukluğu, yani alkol kötüye kullanımı veya alkolizm hafif, orta veya şiddetli olabilir. Alkol kullanım bozukluğu olan kişiler, yüksek düzeyde işlevsel, yüksek düzeyde risk altında veya ikisinin arasında bir yerde olabilir ve halen olumsuz etkileri önemli derecede hissedilebilir.
Tek bir seferde aşırı dozda içki içmek bile beyin hücrelerinin iletişiminden sorumlu kimyasalların dengesini bozabilir, bu da onların bilgiyi çok yavaş iletmelerine ve ruh hali değişikliklerini tetiklemelerine neden olabilir. Bu depresyon, ajitasyon, hafıza kaybı ve nöbetlere neden olabilir. Ne yazık ki, her yıl aşırı içki içmeden kaynaklanan nöbetler sırasında birçok insan ölüyor. Ağır ve uzun süreli içiciler için ise alkolün beyin hücrelerinin boyutunu ve genel beyin kütlesini azalttığı bulunmuştur. Bu, motor koordinasyonu (hareket becerilerini) , uykuyu, ruh halini ve bir dizi bilişsel işlevi olumsuz derecede etkileyebilir.
ALKOL OLMADAN DA MUTLULUK VE DOYUM MÜMKÜN
Alkol kullanım sorunları ve bağımlılık tedavisi hizmeti veren merkezler, çeşitli psikoterapi, ilaç tedavisi ve diğer tıbbi tedavilerin de aralarında bulunduğu çok çeşitli yöntemleri sizlere sunabilir. Bu tedavilerden elbette ki sizler de yarar sağlayabilirsiniz çünkü her bir birey bu tedaviler eşliğinde kendi iyileşme rotasını oluşturabilecektir. Bu sürecin bir kısmı, alkol dışında başka bir şeyden doyum kaynağı bulmaktır. Tedavi sürecinde danışanlar daha önce belki de akıllarına gelmeyen yerlerden neşe ve mutluluk kaynağı bulabilecek veya kendilerine bir meşgale ve amaç oluşturabileceklerdir.
Örneğin bazı danışanlar alkolsüz sosyalleşebilmeyi hedefleyebilir. Grup terapisinde ve rehabilitasyon sırasındaki sosyal aktivitelerde, ayıkken nasıl iletişim kuracaklarını yeniden öğrenebilirler. Oyunlar ve aktiviteler sayesinde bu ortamlarda neşe ve mutluluk bulmak mümkündür. Kimi danışanlar alkol yüzünden zarar gören meslek hayatlarını canlandırmak veya yeni bir işe başlamak isteyebilirler. Alkol bağımlılığı bir engel olabilir fakat tedavi sırasında hekimler, psikologlar ve diğer danışmanlar geleceği planlamanıza ve hayattaki amacınızın ne olduğunu keşfetmenize yardımcı olabilir. Bu amacı bulmak, danışanları tüm geçerli nedenlerle sağlıklı olmaya motive edebilir.
MADDE KÖTÜYE KULLANIMININ VE BAĞIMLILIĞININ KISA VE UZUN VADELİ ETKİLERİ
Madde kullanım bozukluğu ile başa çıkmak, genel sağlık üzerinde kısa vadeli ve uzun vadeli etkilerle birlikte gelir. Bu etkiler, kullandıkları maddenin türüne, maddelerin nasıl alındığına, kişinin sağlık geçmişine ve kişinin genel sağlığını ve davranışlarını etkileyebilecek diğer alışkanlıklarına bağlıdır.
Kısa vadeli etkiler, bir kullanımdan sonra fark edilebilirken, uzun vadeli etkiler aylar veya yıllar boyunca kendini gösterebilir. Sevdiğiniz kişinin veya kendinizin madde bağımlılığı nedeniyle yaşayabileceği olası etkileri öğrenmek, tedavinin gerekliliği yönünde farkındalığı arttıracak, ufuk açıcı bilgilerdir.
KISA VADELİ ETKİLER
Yasadışı veya reçeteli herhangi bir ilaç, bir kişi üzerinde kısa vadeli etkilere sahip olabilir. Opioidler gibi ağrı kesiciler reçete edilen kişiler, orta veya şiddetli ağrılarında bir azalma olduğunu fark ederler, ancak aynı zamanda sığ nefes alma veya uyuşukluk da yaşayabilirler. Kısa vadeli etkilerin ortaya çıkması yaygın bir durumdur, ancak birileri her gün uyuşturucu kullandığında yaşamı değiştirebilir.
Maddelerden kaynaklanan bazı kısa vadeli fiziksel etkiler şunları içerebilir:
- Konuşma bozukluğu
- Uyuşukluk veya uykusuzluk
- İştahta azalma veya artış
- Denge veya koordinasyon kaybı
- Artan kalp hızı
- “Yüksek” veya öforik hissetme hissi
- Dikkat, hafıza gibi bilişsel yetenekler üzerindeki olumsuz etkiler
- Yenilmez hissetmek
- Madde isteğinin artışı
Madde kullanımının sosyal ve zihinsel sağlığa etkilerinden bazıları şunlardır:
- İlişkilerle ilgili sorunlar
- Kişisel hijyene uymama
- Önceki hobilere veya faaliyetlere ilgi kaybı
- Okul veya iş performansında azalma
- Madde kullanmayı bırakamamak
- Riskli davranışlarda artış
- Agresif veya şiddetli patlamalar
UZUN VADELİ ETKİLER
Madde kullanımının düzenli olması genel sağlığı ciddi şekilde etkileyebilir. Maddelerin vücutta neden olabileceği uzun vadeli etkilerden bazıları yıllarca sürebilir veya sonsuza kadar devam edebilir.
Madde kullanan kişiler, bu maddelerin gelecekte kendilerini nasıl etkileyeceğini düşünmeyebilirler. Kısa vadeli etkilerin üstesinden gelmek mümkün olabilir, ancak uyuşturucu kullanmanın uzun vadeli etkileri vücuttaki hemen hemen her organı etkileyebilir.
Bu uzun vadeli etkiler, hafif sağlık sorunlarından vücudunuz ve beyniniz için yaşamı tehdit eden etkilere kadar gidebilir. Bunlar şunları içerir:
- Bulaşıcı Hastalık Riski
Madde kullanan bireyler için ciddi bir sağlık sorunu ise, bulaşıcı hastalık riskinin artırmasıdır. Özellikle opioid veya enjeksiyon maddesi kullanımı sırasında bu risk önemli ölçüde artmaktadır. Bu durum, iğneleri paylaşmak gibi riskli davranışlarda bulunmakla bağlantılıdır.
Madde kullanmak ve sağlıksız bir yaşam tarzı yaşamak, bir kişinin bağışıklık sistemini zayıflatabilir, bu da onları bulaşıcı hastalıklara karşı daha duyarlı hale getirebilir ve hastalıklarla savaşmayı zorlaştırabilir.
Yöntemi enjeksiyon olan madde kullanıcıları arasında yaygın olan hastalıklar arasında hepatit ve HIV bulunmaktadır. Enjeksiyon yoluyla alınabilen ilaçlar arasında eroin, kokain, reçeteli opioidler, metamfetamin ve steroidler bulunur.
- Kalp ve Damar Hasarları
Bazı maddeler kalbe büyük zarar verebilir. İlaçların kardiyovasküler sisteme olan olumsuz etkileri, artan veya azalan kalp atış hızından kalp krizine kadar uzanır.
Kişi uyarıcıları her kullandığında kalbe önemli zararlar verebilir. Nikotin, kokain ve metamfetamin gibi maddelerin tümü potansiyel olarak kalp hastalığına veya kalp yetmezliğine yol açabilecek uyarıcılardır.
Enjeksiyon iğnelerinden alınan maddeler de kardiyovasküler sisteme zarar verebilir. Enjeksiyonlar, tekrarlanan kullanımdan dolayı kan damarlarında bakteriyel enfeksiyonlara veya çökmüş damarlara yol açabilir.
- Kanser Riski
Çeşitli kanser türleri, tütün, elektronik sigara, esrar ve steroidler dahil olmak üzere madde kullanımına bağlanmıştır. Sigara içmek akciğer, mide, ağız gırtlak kanserine yol açabilir. Bu kanser türlerinin gelişmesini önlemenin en iyi yollarından biri nikotin veya tütün kullanımını bırakmaktır.
Yetişkin erkeklerde testis kanseri riski ve esrar arasında da bağlantılar bulunmuştur. Bu risk, ergenliğin ilk yıllarında esrar kullanılmaya başlandığında artar.
- Solunum Sistemi Hasarları
Akciğer ve solunum hasarları, tütün, kokain, eroin, uçucu maddeler, esrar, reçeteli opioidler, DXM gibi maddelerle bağlantılıdır. Bireyler sigara içtiğinde veya maddeleri soluduğunda, akciğerlerine toksinler ve diğer maddeler soktuğunda çok sayıda solunum sorunu ortaya çıkabilir. Maddelere bağlı solunum hasarına bir örnek olarak crack/taş kokain içmenin şiddetli zatürre ve akciğer iltihabına neden olması verilebilir.
Diğer örnekler arasında sigara içmenin veya opioid kullanmanın bronşit ve amfizeme yol açması, kötüleşen astım semptomları veya yavaş nefes almak sayılabilir.
- Sindirim Sistemi ile İlgili Hasarlar
Çoğu madde mide hasarına veya bağırsak sorunlarına neden olabilir. Madde kullanımının yaygın bir belirtisi, asit reflüsüne yol açabilen mide bulantısı ve kusmadır. Kokain kullanımının ayrıca bağırsak dokusu çürümesi ve mide ağrıları ile bu hasarları arttırdığı bilinmektedir. Opioid kullanımının şiddetli kabızlığa ve asit reflüsüne neden olduğu gösterilmiştir.
- Karaciğer Hasarı
Reçeteli opioidler, eroin, steroidler ve solunan maddelerin tümü düzenli olarak alındığında karaciğer hasarına yol açabilir. Bu maddelerin karaciğere verdiği zarar alkolle birlikte daha da şiddetlenebilir. Bu maddelerin uzun süreli kullanımı potansiyel olarak karaciğer yetmezliğine yol açabilir.
- Böbrek Hasarı
Nedeni doğrudan veya dolaylı olarak, bazı maddelerin potansiyel olarak böbrek hasarına veya böbrek yetmezliğine neden olduğu bilinmektedir. Böbrek hasarı, madde kullanımının olası semptomları olan kas dokularının parçalanmasından, vücut sıcaklığındaki artıştan ve sıvı kaybından kaynaklanabilir.
- Kas-İskelet Hasarı
Steroidler, PCP, solunan maddeler ve MDMA gibi maddeler kas-iskelet sistemine zarar verebilir. Bu tür bir hasarın bir örneği, steroid kullanımına bağlı olan erken ergenlik döneminde vücuttaki cinsel hormonların artışı ve bunun kemiklerde büyümeyi durdurmasıdır. Başka bir örnek olarak, PCP kullanımı yoğun kas kasılmalarına neden olabilir.
- Hormonal Etkiler
Steroidler, eroin ve diğer görünüm geliştirici veya performans arttırıcı ilaçlar vücuttaki hormon üretimlerini etkiler. Vücuttaki bazı hormonal değişikliklerin belirtileri arasında, erkeklerde kısırlık ve kadınlarda vücut kıllarının artması sayılabilir.
- Doğum Öncesi Etkiler
Hamilelik sırasında madde kullanımı hem anne hem de bebek için ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Hamilelikte madde kullanımı bebekte düşük doğum ağırlığına, erken doğuma, düşüklere ve bebekte çeşitli bilişsel ve davranışsal gelişim sorunlarına yol açabilir.
Bebek veya anne için uzun süreli sağlık sorunlarını önlemek için hamile bir kişi, hamilelik sırasında madde kullanımının etkileri konusunda yardım ve kaynaklara ulaşmalıdır.
- Nörolojik Etkiler
Tüm bağımlılık yapan maddeler, düzenli kullanıldığında beyinde değişiklik yapar. Madde kullanımının nörolojik uzun vadeli etkileri, bağımlılığın ilerlemesi üzerinde büyük bir etki yaratabilir. Beyindeki dopamin seviyesini değiştirmek ve bağımlılığı ilerletmek dışında diğer nörolojik uzun vadeli etkiler şunları içerir:
Hafıza: Madde kullanımı kişinin hafızasında ve öğrenme yeteneklerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
Bilişsel işlevler: Beyin hücreleri arasında iletişimi sağlayan kimyasallar, uzun süreli madde kullanımından etkilenir ve bu durum bir kişinin yeni şeyler düşünmesini ve öğrenmesini zorlaştırır.
Ölen beyin hücreleri: Toksin içeren maddeler potansiyel olarak beyin hücrelerini öldürerek kalıcı hasar bırakabilir.
Beyin hücreleri arasındaki bağlantılar: Zamanla, bu bağlantılar yoluyla maddeler beynin diğer alanlarını da değiştirebilir.
- Ruh Sağlığına Etkileri
Bir kişinin beyninde madde kullanımı nedeniyle meydana gelen değişiklikler, depresyon, anksiyete, paranoya ve diğer psikiyatrik hastalıklar gibi ciddi zihinsel sağlık sorunlarına da yol açabilir. Bağımlılıkla mücadele eden kişilere genellikle eşlik eden diğer psikolojik bozuklukların teşhisi de konur.
- Ölüm
Madde kullanımına bağlı aşırı doz ölümleri her yıl artmaktadır. Araştırmalar, her dört ölümden birinin reçeteli ilaç, alkol, yasa dışı madde ve tütün kullanımına dayandığını gösteriyor.
İSTEKLE BAŞA ÇIKMA
Bağımlılık alanında istekle başa çıkma çok önemli bir konudur. Tedavi sonrasında da alkol/madde isteğinin ara sıra kişiyi yoklaması beklenen bir durumdur. Burada önemli olan nokta istek geldiği zaman kişinin neler yapabileceğini bilmesi ve önlem almasıdır. Öncelikle alkol/madde isteğinin daha az gelmesi için tetikleyicilerden uzak durmak (arkadaşlar, ortam, belli müzikler..) önemlidir. Peki istek geldiği zaman neler yapılabilir? İstekle savaşırken alet çantamızda neler var bir bakalım..
* Öncelikle bekleyin ve isteğe göre harekete geçmeyin. Eğer kişi kısa bir süre beklerse isteğinin yavaş yavaş azaldığını ve kaybolduğunu deneyimleyecektir.
*Beklerken odağınızı değiştirecek aktiviteler yapın. Spor/yürüyüş yapmak, sanatsal faaliyette bulunmak, film izlemek, güvenilir birini aramak, yemek yemek gazlı içecek içmek (özellikle alkol bağımlılığında) yapılabilecekler arasındadır. Bu liste kişinin ilgi alanları göz önüne alınarak uzatılabilir.
*İstek geldiğinde alkol/madde kullanımının eksi yönlerini, kullanırsanız ne olacağını düşünün. Ya da alkolsüz/maddesiz hayatın artı yönlerini ve kullanmazsanız nasıl bir hayatınız olacağını hayal edin.
*Motivasyon kaynaklarınızı düşünün. “Kim için / ne için ayık kalmalıyım?” sorusunu kendinize sorun. İsteğimiz kişinin öncelikle kendisi için bırakmayı istiyor olmasıdır. Uçaklarda tehlike anında oksijen maskesini önce kendinize sonra bebeğinize takın anonsu yapılır. Burada da benzer bir mantık bulunmaktadır.
*Ayıklık sürenizi kendinize hatırlatın.
*Daha öncesinde isteğe başarıyla karşı koyduğunuz bir anı kendinize hatırlatın.
*İstek anında kişinin zihninde “Bir fırttan bir şey olmaz.” , “Gerginliğimi alacak bir şeye ihtiyacım var.” , “İçmezsem zevk alamam.” , “Bu son.” gibi kişiyi madde kullanımına itecek düşünceler belirebilir. Bu düşünceler belirdiğinde karşı düşünceler bulmaya çalışın (“Kullanmamayı başarabilirim.” , “Şu anda kullanmak istemediğimi çok iyi biliyorum.” , “Zamanla geçecek.” , “Bununla başa çıkacak yeterlikteyim.” gibi) ve iç konuşma şeklinde bu cümleleri kendinize tekrar edin.
İstek geldiği zaman isteği gidermenin tek yolu alkol/madde kullanmakmış gibi gelebilir. Oysa yukarıda bahsedildiği gibi istekle baş etmenin çok daha sağlıklı yolları bulunmaktadır.
KAYMAYI ÖNLEME
Tedaviden sonra bir süre yoksun kaldıktan sonraki ilk kullanıma “kayma” denilmektedir. Erken kayma olduğunda (ilk yudum, ilk duman) ortamı değiştirmek ve tedavi ekibini bilgilendirmek atılacak en doğru adımdır. Bazen kişiler erken kayma olduğu zaman bununla kendi başlarına başa çıkabileceklerine inanabilirler ama bu kolay olmamaktadır. Kayma durumunda kendini suçlamak, eleştirmek (“Sen adam olmazsın”) ya da kendimize söylediğimiz diğer şeyler (“Yine kendimi kontrol edemedim” , “ Artık durduramam” , “Bırakamayacağım”) işimize yaramamakta ve hatta kullanımın devam etme olasılığını arttırmaktadır. Bunun yerine erken kaymayı ders çıkaracağımız bir “öğrenme yaşantısı” olarak görmek daha doğru olur. Yapılmamaması gereken en önemli maddelerden bir tanesi de erken kaymayı önemsememektir. Tedaviye dönüş olmazsa erken kaymanın ardından kısmi kayma, kısmi kaymanın ardından ise tam kayma gelmektedir.
Kayma birdenbire gelmemekte, öncesinde bazı sinyaller vermektedir. Bu sinyalleri öncesinde okumak ve buna göre önlem almak çok önemlidir. Peki bu sinyaller nelerdir?
*Alkolü/maddeyi rüyada görmek (istek olduğunun bir göstergesidir)
*Kullananlarla görüşmeye başlamak
*Kendine fazla güvenmeye başlamak
*Kendine bakmamaya başlamak (geç yatma, öğünleri aksatma, özbakımın düşmesi)
*Boş kalmaya, hiçbir şey yapmamaya başlamak (işe gitmemek, aileden uzaklaşmak)
*Alkol/madde ile ilgili olumlu şeyler düşünmeye başlamak
*İlaç kullanmayı unutmaya/tedaviyi aksatmaya başlamak
MADDE BAĞIMLILIĞININ İŞARETLERİ
Madde kullanımı ve bağımlılığı ülkemizde ve dünyada gittikçe yaygınlaşan bir sorun haline geliyor. Sevdiğimiz bir kişide veya kendimizde madde kötüye kullanımının işaretlerini tanımak ilk başta zor olabilir. Ancak, bağımlılık sürecini ve madde kullanımı nedeniyle insanların hayatlarının nasıl değişebileceğini anlamanıza yardımcı olacak kaynakları araştırmak ve bulmak, en iyi tedavi seçeneklerini bulmanın önemli bir parçasıdır.
Madde Kullanımının İşaret ve Belirtileri
Bu işaretleri bilmek, sevdiğimiz birinin madde kullanıp kullanmadığını ve bunun onları nasıl etkilediğini belirlemenize yardımcı olabilir.
Bir kişinin madde kullanırken veya bağımlılık yaşarken sergileyebileceği en yaygın işaretlerden bazıları şunlardır:
- Madde alma veya elde etme konusunda yoğun düşüncelere sahip olmak ve başka hiçbir şey düşünmemek
- Maddeye her gün, bazen günde birkaç kez özlem duyması
- Maddenin uzun bir süre boyunca daha fazla ve daha büyük miktarlarda kullanılması
- Maddenin ortak etkilerini hissetmek için maddeye daha fazla ihtiyaç duyma
- Maddenin parasını karşılayamamak ama yine de ona para harcamak
- Maddeyi almak için ne gerekiyorsa yapmak, para çalmak veya gizlice dışarı çıkmak gibi
- Maddenin sosyal, iş ve özel hayatınız üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin farkına varmak, ancak yine de kullanmaya devam etmek
- Zamanın çoğunu madde almaya, kullanmaya ve bu döngüyü tekrar etmeye harcamak
Bir madde kullanım bozukluğunun sosyal ve davranışsal işaretleri şunları içerebilir:
- İşyerinde düşük performans göstermek ve işle ilgili yükümlülükleri yerine getirmemek
- Okul ödevlerini tamamlamakta zorlanmak ve notların düştüğünü görmek
- Kişisel ilişkilerdeki değişiklikler göstermek
- Faturaları ödeyememek veya kirayı ödeyememek gibi finansal zorluklar yaşamak
- Madde kullanırken diğer tehlikeli veya riskli faaliyetleri keşfetmek
- Daha fazla mahremiyete ihtiyaç duyma veya sosyal etkinlikleri atlama gibi davranış değişiklikleri
- Madde kullanımıyla karşılaşıldığında savunmacı olmak
Madde kullanımının fiziksel işaretleri şunları içerebilir:
- Giyim tarzı değişikliği, giyim kuşama özende düşüş veya hijyende zayıflamaya bağlı olarak yeni bir fiziksel görünüm sergilemek
- Öncekine kıyasla önemli ölçüde daha az enerjiye sahip olmak
- İştahta değişiklik veya önemli miktarda kilo kaybı gösterme
- Maddenin kullanımına son verirken yoksunluk belirtileri gösterme
- Kanlı gözlere sahip olmak, bitkin görünmek veya hasta bir cilt tonuna sahip olmak
MADDE VE ALKOL KULLANIM BOZUKLUKLARI TEDAVİSİ
Tedavi Zamanı?
Bağımlılıkla mücadele eden insanlar yardıma ihtiyaçları olduğunu kabul etmekte zorlanabilirler. Siz veya sevdiğiniz biri bağımlılıkla mücadele ediyorsa, bağımlılığın sizin veya onların yaşamı üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin farkına varmak önemlidir.
İnsanlar, bağımlılıkları üzerinde kontrol sahibi olduklarına inandıkları veya dibe vurana kadar bekledikleri için tedaviyi kabul etmeyebilirler. Aslında, tedavi olmanın en iyi zamanı, mümkün olan en kısa süredir. Ancak yardım istemek için asla geç değildir.
Tedavi gerekip gerekmediği davranışlarınızın sağlıklılığına, hayatınızdaki değişikliklere, ilişkilerinize ve maddeyle birlikte gelen diğer fiziksel ve ruhsal belirtilere yakından baktığınızda daha kolay ortaya çıkabilir.
Sorun Ne Kadar Şiddetli?
Bir kişi madde kullanım bozukluğu nedeniyle hayatında sayısız olumsuz etki yaşıyorsa, tedavi seçeneklerini düşünmeye başlamanın zamanı gelmiştir. Bağımlılık hafif, orta veya şiddetli arasında değişebilir ve düzenli olarak madde kullanan bir kişi bu aralıkta bir yere düşebilir. Bir kişi, aşağıdaki kriterlerin üzerinden geçerek sorunun ne kadar ciddi olduğunu öğrenebilir:
- Bırakma arzusuna sahip olmak ama başarısız olmak
- Madde kullanımı üzerinde kontrol eksikliği
- Yaşamın çeşitli yönlerinde sorumluluk eksikliği
- Maddeyi satın almak ve kullanmak için zamanın çoğunu harcamak
- Maddeye aşermek
- İlişkilerde sorunlar yaşamak
- Maddeleri tehlikeli şekilde kullanmak
- Hobilere, etkinliklere veya ilişkilere olan ilgiyi kaybetmek
- Gittikçe daha fazla miktarda madde kullanma ihtiyacı hissetmek
- Madde alınmadığında geri çekilme belirtilerini yaşamak
Bir kişi için geçerli olan kriterlerin sayısı, bağımlılığının ciddiyetini belirleyebilir. Bu semptomlardan herhangi birini yaşayan kişiler, genel sağlıklarını ve yaşam tarzlarını iyileştirmek için tedaviye başvurmalıdırlar.
MADDE BAĞIMLILIĞI TEDAVİSİ
İyileşme yoluna girmek ve tedaviye başlamak, bir kişinin madde bağımlılığını gidermek için yapabileceği en iyi şeydir. Bir kişinin tedaviye kendi başına karar vermesi veya arkadaşlarından veya ailesinden yardım alması önemli bir başarıdır ve ayık olmanın ilk adımıdır.
Bir kişinin ihtiyaç duyduğu tedavi türü, uyuşturucu bağımlılığının ciddiyetine bağlıdır.
Detoks: Denetimli, tıbbi detoksifikasyon tedavisi, semptomları hafifletmeye ve bağımlılıktan kurtulan insanlar için süreci kolaylaştırmaya yardımcı olabilir. Bu süreç, ilaç destekli detoksu içerir ve bırakma sürecinde danışanı stabilize yardımcı olur. Detoksifikasyon programları, bağımlılığın ve semptomların ciddiyetine bağlı olarak zaman içinde değişir. Bazı tedaviler birkaç gün sürebilirken, diğerleri birkaç hafta sürebilir. Kişi stabilize olduğunda, bir sonraki tedavi türüne geçebilir.
Yatarak tedavi: Yatarak tedavi, detoksifikasyondan geçtikten sonra iyileşmeleri için kişilere kontrollü bakım sağlar ve birkaç hafta veya ay sürebilir.
Ayakta tedavi: Ayakta tedavi, hastaların iyileşme sürecini takip etmek için tedavi randevularına veya grup toplantılarına katılırken diğer günlük yaşamlarını sürdürmelerine izin verir. Bu seçenek, 24 saat gözetimli bakıma ihtiyacı olmayan ancak detoksifikasyondan sonra iyileşme süreçlerinde hala yardıma ihtiyacı olan hastalar için en iyisidir.
Psikoterapi: Tedavi ayrıca çeşitli terapi programlarını içerebilir. Bireysel ve grup terapi seanslarına katılmak, hastaların iyileşme süreçleriyle ilgili duygu ve düşüncelerini konuşmaya devam etmeleri için yararlı bir yöntemdir.
Tedavi Olmam Ne Sağlayacak?
Tedavi olmak için adım atmak, madde kullanım bozukluğu olan herhangi bir kişi için büyük bir başarıdır. İyileşme yolunda inişler ve çıkışlar olsa da bağımlılık tedavisi almanın faydaları, zorlukların herhangi birine ağır basar.
Madde kullanım tedavisinin faydalarından bazıları şunlardır:
Destek: Madde kullanım bozukluğu ile mücadele eden kişiler, güvenebilecekleri bir destek sistemine sahip olmadıklarını hissedebilirler. Tedaviye kaydolduklarında, güvenebilecekleri ve destek alabilecekleri benzer durumdaki insanları ve profesyonelleri bulacaklardır.
Bağımlılık Hakkında Eğitim: Kişiler bağımlılık hakkında ve insanların nasıl maddelere bağımlı hale gelebileceği hakkında değerli bilgiler öğrenebilirler. Tedavi merkezleri ve terapi süreci, bir kişinin kendi iyileşmesi hakkında fikir edindiği ve bağımlılığın neden hayatın her kesiminden insanın mücadele ettiği zorlu bir hastalık olduğunu daha iyi anladığı yerlerdir. Danışanlar, madde kullanım bozukluğundan ve çevrelerindeki tetikleyicilerden nasıl kaçınabilecekleri hakkında daha fazla bilgi edinebilir.
Altta Yatan Sorunların Anlaşılması: Danışanlar maddeyi seçme nedenlerini ve yaşamlarını nasıl etkilediğini araştırabilirler. Terapistler ve diğer danışmanlar, stres, duygusal travma veya çevrelerinin madde kullanım bozukluklarını etkileyip etkilemediğine bakılmaksızın, bu içsel keşif yoluyla hastalara rehberlik edebilir.
Sağlıklı Alışkanlıklar: Tedavinin büyük bir kısmını, kişinin yeni yaşam tarzına uygun yeni sağlıklı alışkanlıkları ve başa çıkma yöntemlerini öğrenmesi oluşturur. Tedavi, bir kişinin bağımlılıktan sonra güçlü ve kalıcı bir iyileşme için yaşam tarzını nasıl değiştireceğini öğrenmesine yardımcı olur.
İlişkileri Düzeltmeye Yönelik Öneriler: Danışmanlar, bağımlılıkları nedeniyle azalan kişisel ilişkileri nasıl iyileştirecekleri konusunda danışanlara tavsiyelerde bulunabilirler. İnsanlar iyileşme süreçleri boyunca yeni ve sağlıklı ilişkiler kurmayı da öğrenebilirler.
BAĞIMLILIK HAKKINDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
X Bir seferden bir şey olmaz.
Her şey tek bir seferle başlamakta ve o bir sefer kişiyi döngünün içine tekrar sokarak yoğun kullanıma gei dönüşe neden olabilmektedir.
X Sosyal içici olabilirim.
Bağımlılık geçmişi olan birinin sosyal içici olma ihtimali yok denecek kadar azdır. Başladığında durduramama, bağımlılığın en önemli ölçütlerinden biridir. Turşu olmuş bir salatalık (bağımlı) tekrardan ham salatalık (bağımlı olmayan) haline geri dönemez.
X Bağımlılık, irade eksikliğidir.
Bağımlılık, kronik bir beyin hastalığıdır.
X Bu son!
Bunun sonu yoktur. Tek bir kullanım kişiye ertesi gün yoksunluk ve artan istek olarak geri dönmekte ve devam eden kullanımı beraberinde getirmektedir.
X Kafamda bitirdim.
Bağımlılık konusunda kendine fazla güven beraberinde kaymayı (tedaviden sonraki ilk kullanım) getirebilir. Her zaman tedbirlerle ilerlemek kişiyi korumaktadır. Kendinize güvenin ama bağımlılığınıza güvenmeyin!
X Uzun zamandır kullanmıyorum. Artık kontrollü olarak kullanabileceğime inanıyorum.
Bağımlılık ömür boyu içimizde uykuda kalacak bir hastalıktır. Alkol/madde kullanılmadığı sürece uyumaya devam eder, ilk kullanım ise onu uyandırır. Amacımız onu hiç uyandırmamak olmalıdır. Şeker hastası olan bir kişinin ömür boyu şekerli yiyeceklere dikkat etmesi gerektiği gibi bağımlılık geçmişi olan bir kişinin de ömür boyu alkol/maddeye karşı tetikte olması gerekmektedir.
X Yanımda içsinler/kullansınlar, benim için problem değil.
Bağımlılık geçmişi olan birinin yanında alkol/madde kullanılması kişi için tetikleyicidir, tetiklenmelerin birikerek ilk gün olmasa bile daha sonra kaymayı beraberinde getirme ihtimali yüksektir. Bu ortamlardan uzak durmak kişiyi korur.
X Yoksunluk yaşamıyorum, bağımlı değilim.
Yoksunluk belirtileri gösteriyor olmak bağımlılık tanı kriterlerinden yalnızca bir tanesidir. Yoksunluk yaşamayan bağımlılar da vardır.
UNUTMAYIN! BAĞIMLILIK BİR TEK ŞEY İÇİN HER ŞEYİ TERKETMEK, TEDAVİ İSE HER ŞEY İÇİN TEK BİR ŞEYİ TERKETMEKTİR!