Şizoaffektif Bozukluk Nedir? Şizofreni ve duygudurum bozukluklarının (bipolar veya majör depresif bozukluk) özelliklerini bir arada gösteren karmaşık bir ruhsal sağlık durumudur. Belirtiler arasında sanrılar, varsanılar ve duygusal değişimler yer alabilir.

Şizoaffektif Bozukluk: Psikoz ve Duygu Durumu Arasında Kalan Bir Tanı
Şizoaffektif bozukluk, hem şizofreniye özgü psikotik belirtiler (örn. sanrılar, halüsinasyonlar) hem de duygudurum bozukluklarına (depresyon veya mani) ait semptomların birlikte görüldüğü karmaşık bir ruhsal bozukluktur. DSM-5’e göre, tanı konabilmesi için en az iki hafta boyunca duygudurum semptomları olmaksızın psikotik belirtilerin devam etmesi, bununla birlikte hastalığın seyrinde belirgin bir süre boyunca majör depresif, manik veya karışık bir duygudurum dönemi yaşanması gerekmektedir (American Psychiatric Association [APA], 2013).
Şizoaffektif bozukluk; şizofreni, bipolar bozukluk ve majör depresyon gibi diğer ciddi psikiyatrik rahatsızlıklarla semptomatik örtüşme gösterdiği için tanısı karmaşıktır ve genellikle yanlış tanı alma riski yüksektir (Malhi et al., 2014). Bu durum hastalığın seyri, tedavi süreci ve kişinin işlevselliği açısından önemli sonuçlar doğurabilir.
İçindekiler
Şizoaffektif Bozukluk Nedenleri
Şizoaffektif bozukluğun nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte, tıpkı şizofreni ve bipolar bozukluk gibi çok faktörlü bir etiyolojiye sahiptir. Genetik yatkınlık, nörobiyolojik bozukluklar, çevresel stres faktörleri ve erken yaş travmaları bu bozukluğun gelişiminde rol oynamaktadır (Craddock & Owen, 2005).
Genetik Yatkınlık
Aile çalışmaları, şizoaffektif bozukluğu olan bireylerin birinci derece akrabalarında şizofreni, bipolar bozukluk ve depresyon oranlarının toplum ortalamasının üzerinde olduğunu göstermektedir. Şizoaffektif bozukluk, özellikle şizofreni ve bipolar bozukluk arasında bir genetik örtüşme gösterir (Lichtenstein et al., 2009).
Nörobiyolojik Faktörler
Beyin görüntüleme çalışmaları, şizoaffektif bozukluğu olan bireylerde frontal lob, temporal lob ve limbik sistemde işlevsel ve yapısal farklılıklar olduğunu ortaya koymuştur. Dopamin, serotonin ve glutamat gibi nörotransmiter sistemlerinde dengesizlikler, hem psikotik hem de duygudurum belirtilerinin oluşumunda etkilidir (Tamminga et al., 2012).
Çevresel ve Psikososyal Etkenler
Erken yaşta yaşanan travmalar, istismar, ihmal, sosyal izolasyon, madde kullanımı ve kronik stres gibi çevresel faktörler de bozukluğun ortaya çıkma riskini artırır. Özellikle ergenlik döneminde yoğun stres yaşamak, biyolojik yatkınlıkla birleştiğinde şizoaffektif bozukluğun açığa çıkmasına neden olabilir.
Şizoaffektif Bozukluk Belirtileri
Şizoaffektif bozukluk, iki temel belirti grubunu içerir: psikotik belirtiler ve duygudurum belirtileri. Hastalığın türüne göre bipolar tip (mani/hipomani + psikotik belirtiler) veya depresif tip (depresyon + psikotik belirtiler) olarak ikiye ayrılır.
- Psikotik Belirtiler
- Sanrılar (gerçekle ilgisi olmayan, yanlış ama sabit inançlar)
- Halüsinasyonlar (özellikle işitsel; örn. sesler duyma)
- Dezorganize düşünce ve konuşma
- Davranışlarda bozulma veya gariplik
- Negatif semptomlar (ilgi kaybı, duygusal düzleşme, sosyal çekilme)
- Duygudurum Belirtileri
Bipolar tipte:
- Aşırı enerjik olma, taşkınlık, düşünce uçuşmaları
- Uyku ihtiyacında azalma
- Grandiyöz düşünceler (büyüklük sanrıları)
Depresif tipte:
- Belirgin çökkünlük ve ilgi kaybı
- Enerji düşüklüğü, suçluluk düşünceleri
- İntihar düşünceleri veya davranışları
- Diğer Belirtiler
- İşlevsellikte belirgin düşüş (iş, okul, sosyal yaşam)
- Kişilerarası ilişkilerde bozulma
- Zamanla içgörü kaybı (bireyin hastalığını kabul etmemesi)
Şizoaffektif Bozukluk Tedavisi
Şizoaffektif bozukluk kronik seyirli ve dönem dönem alevlenmelerle karakterize bir bozukluktur. Bu nedenle tedavi hem belirtileri baskılamayı hem de nüksleri önlemeyi amaçlar. Tedavi genellikle psikofarmakolojik müdahalelerle başlar; ardından psikoterapi ve psiko-sosyal destekle sürdürülür.
- İlaç Tedavisi
- Antipsikotikler: Psikotik semptomların kontrolü için temel ilaç grubudur. Özellikle ikinci kuşak antipsikotikler tercih edilir.
- Duygudurum dengeleyiciler: Bipolar tipte lityum, valproat gibi ilaçlar kullanılır.
- Antidepresanlar: Depresif belirtiler ağır bastığında SSRI ya da SNRI grubu ilaçlar eklenebilir.
Kombinasyon tedavisi gereksinimi yüksek olduğu için tedavi genellikle tek bir ilaçla değil, çoklu farmakolojik ajanlarla sürdürülür (Bipeta, 2012).
- Psikoterapi
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Psikotik semptomlara yönelik bilişsel yeniden yapılandırma ve başa çıkma becerileri kazandırma açısından etkilidir.
- İlişki ve içgörü odaklı terapiler: Hastalığı kabullenme, duygusal düzenleme, stresle başa çıkma gibi konulara odaklanır.
- Aile terapisi: Aile üyelerinin hastalık hakkında bilgilendirilmesi ve destekleyici tutum geliştirmeleri tedavinin başarısını artırır.
- Psiko-sosyal Müdahaleler
- İş ve sosyal beceri eğitimleri
- Destek grupları ve rehabilitasyon programları
- İlaç uyumu takibi ve kriz müdahalesi
Sonuç
Şizoaffektif bozukluk, şizofreni ile duygudurum bozuklukları arasında konumlanan, karmaşık belirtilerle seyreden ciddi bir ruhsal hastalıktır. Bu bozukluk hem psikotik hem de duygusal alanlarda belirgin işlev kayıplarına yol açabilir. Tanının doğru konması, tedavinin etkinliği açısından hayati önemdedir. Erken müdahale, düzenli ilaç kullanımı ve psikoterapötik destekle bireylerin işlevselliklerini yeniden kazanmaları mümkündür. Tedavi sürecinde bireyin içgörüsü, ailesinin desteği ve toplumsal damgalamanın azaltılması da uzun vadeli iyilik hali için belirleyicidir.
Ankara psikolog kadromuz ile ruh sağlığınızı destekleyin. Alanında deneyimli psikologlarımızla, hayatınızdaki zorluklarla başa çıkın ve daha iyi bir yaşam için ilk adımı atın. Ankara psikolog hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi ve randevu için buraya tıklayın.
Kaynakça
American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.).
Bipeta, R. (2012). Schizoaffective disorder: An overview. Indian Journal of Psychological Medicine, 34(1), 1–3.
Craddock, N., & Owen, M. J. (2005). The beginning of the end for the Kraepelinian dichotomy. The British Journal of Psychiatry, 186(5), 364–366.
Lichtenstein, P., Yip, B. H., Björk, C., Pawitan, Y., Cannon, T. D., Sullivan, P. F., & Hultman, C. M. (2009). Common genetic determinants of schizophrenia and bipolar disorder in Swedish families: a population-based study. The Lancet, 373(9659), 234–239.
Malhi, G. S., Green, M., Fagiolini, A., Peselow, E. D., & Kumari, V. (2014). Schizoaffective disorder: Diagnostic issues and future recommendations. Bipolar Disorders, 16(4), 445–461.
Tamminga, C. A., Stan, A. D., & Wagner, A. D. (2012). The hippocampal formation in schizophrenia. American Journal of Psychiatry, 167(10), 1178–1193.

Ahmet BÜYÜKABACI
Çalışma alanları sırasıyla kişilik bozuklukları, bireysel psikoterapi, çift terapisi ve danışmanlığı, cinsel terapi ve danışmanlığı, şirket içi ve kurum eğitimleridir