
Siklotimik Bozukluk Nedir? Bipolar bozukluğun daha hafif seyreden bir türü olan Siklotimi, en az iki yıl süren hipomani ve hafif depresyon dönemleriyle karakterizedir. Bu duygusal iniş çıkışlar kişinin günlük yaşamını etkileyebilir.
İçindekiler
Siklotimik Bozukluk: Duygulanım Dalgalanmalarının Gölgesinde Yaşamak
Siklotimik bozukluk, duygudurum bozuklukları spektrumunda yer alan, kronik seyirli ve inişli çıkışlı ruh hali epizodları ile karakterize bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Bipolar bozukluğun daha hafif ama daha sürekli bir biçimi olarak düşünülebilir. Kişi zaman zaman hafif depresif belirtiler yaşarken, zaman zaman da hipomaniye benzer yükselmiş ruh hali dönemleri geçirebilir. Ancak bu belirtiler, klasik bipolar I veya II bozuklukta olduğu gibi yoğun ve işlevselliği bozacak düzeyde değildir. Yine de uzun vadede kişinin ilişkilerini, işlevselliğini ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Siklotimi ilk olarak 19. yüzyılda tanımlanmış, Emil Kraepelin’in sınıflandırmasında duygudurum bozukluklarının bir alt formu olarak yerini almıştır. Tanısı zordur; çünkü belirtiler çoğu zaman hafif, geçici ve kişilik özellikleriyle karıştırılabilecek niteliktedir. Buna rağmen, erken tanı ve uygun psikososyal destek ile yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirmek mümkündür.
Siklotimik Bozukluk Nedenleri
Siklotimik bozukluğun etiyolojisi tam olarak bilinmemekle birlikte, birçok biyolojik, genetik ve çevresel etkenin bu bozukluğun gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir. Nedenleri aşağıdaki başlıklar altında inceleyebiliriz:
Genetik Yatkınlık
Duygudurum bozukluklarının çoğunda olduğu gibi, siklotimi de genetik bir yatkınlık taşır. Bipolar bozukluğu olan birinci derece akrabası bulunan bireylerde siklotimiye rastlanma sıklığı artmaktadır. Genetik çalışmalar, bu bireylerde nörotransmitter sistemlerine (özellikle serotonin, dopamin ve norepinefrin) ilişkin düzensizliklerin daha yaygın olduğunu göstermektedir (Goodwin & Jamison, 2007).
Nörobiyolojik Faktörler
Beynin duygudurum düzenlemesinde görevli olan limbik sistem bölgelerinde ve prefrontal kortekste işlevsel veya yapısal farklılıklar siklotimik bireylerde gözlenebilir. Özellikle amigdala aktivasyonunda artış ve orbitofrontal korteks ile bağlantılarda bozulma, duygusal tepkilerdeki düzensizliği açıklayabilir (Phillips et al., 2008).
Psikososyal Etkenler
Çocuklukta yaşanan duygusal ihmal, istismar, ebeveyn kaybı ya da travmatik yaşantılar, ilerleyen dönemlerde siklotimik özelliklerin gelişmesine zemin hazırlayabilir. Ayrıca, bireyin çevresel stresörlerle baş etme becerisinin zayıf olması da bu bozukluğun oluşumuna katkı sağlayabilir.
Siklotimik Bozukluk Belirtileri
Siklotimik bozukluk, DSM-5’e göre, en az iki yıl süren (çocuklarda ve ergenlerde bir yıl) süreyle tekrarlayan hipomanik ve depresif belirtilerle karakterizedir. Ancak bu belirtiler bipolar bozukluktaki kadar şiddetli değildir ve hiçbir zaman majör depresyon ya da tam hipomani kriterlerini karşılamaz.
Hipomanik Belirtiler (Yükselmiş Ruh Hali Dönemlerinde)
- Artan enerji ve aktivite düzeyi
- Uyku ihtiyacında azalma
- Aşırı konuşkanlık ve düşünce uçuşmaları
- Yüksek özgüven veya grandiyözite eğilimleri
- Dikkat dağınıklığı
- Riskli davranışlara eğilim (ölçüsüz para harcama, dürtüsel kararlar)
- Sosyal ilişkilerde taşkınlık
Depresif Belirtiler (Çökkün Ruh Hali Dönemlerinde)
- Enerji azlığı, yorgunluk
- İlgi ve zevk kaybı
- Umutsuzluk düşünceleri
- Kendini yetersiz hissetme
- Uyku bozuklukları (uykusuzluk ya da aşırı uyuma)
- Konsantrasyon güçlüğü
Bu belirtiler sıklıkla birbiriyle iç içe geçmiş halde görülür ve kişi genellikle “dengesiz ruh hali” ya da “duygusal iniş çıkışlar” yaşadığını belirtir. Belirtilerin şiddeti ve süresi zamanla değişebilir, ancak tamamen kaybolmaz. Siklotimi, özellikle ergenlik döneminde başlayan ve erişkinlikte kronikleşme eğiliminde olan bir tablodur.
Siklotimik Bozukluk Tedavisi
Siklotimik bozukluğun tedavisinde amaç, duygu durum dalgalanmalarını düzenlemek, bireyin içgörüsünü artırmak ve işlevselliğini korumaktır. Tedavi genellikle hem farmakolojik hem de psikoterapötik müdahaleleri içerir.
Farmakolojik Yaklaşım
Her ne kadar siklotimik bozuklukta ilaç kullanımı, klasik bipolar bozukluğa kıyasla daha az tercih edilse de, bazı durumlarda stabilizatör ilaçlar önerilebilir:
Duygudurum dengeleyiciler: Lityum, lamotrijin ve valproat, duygudurumun stabilizasyonu amacıyla kullanılabilir.
Antidepresanlar: Depresif belirtiler baskınsa ve işlevselliği bozuyorsa, dikkatli şekilde düşük doz antidepresan kullanılabilir; ancak hipomanik kaymalara karşı izlem gerekir.
Antipsikotikler: Aritmik duygudurum geçişleri yaşayan bireylerde atipik antipsikotikler tercih edilebilir.
İlaç tedavisinin başlatılması ve sürdürülmesi, mutlaka psikiyatri uzmanı kontrolünde olmalıdır.
Psikoterapi
Farmakolojik tedaviye ek olarak, psikoterapi siklotimik bozuklukta oldukça etkilidir. Klinik psikolog eşliğinde yürütülen terapiler, bireyin duygudurum farkındalığını ve baş etme becerilerini artırabilir.
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
Olumsuz otomatik düşüncelerin fark edilmesi ve yeniden yapılandırılması hedeflenir. Duygu durum dalgalanmalarının tetikleyicileri belirlenir ve bu durumlarla başa çıkma stratejileri geliştirilir.
- Duygudurum Takibi
Günlük ruh hali günlüklerinin tutulması, bireyin belirtiler üzerindeki farkındalığını artırır. Dalgalanma örüntüleri belirlenerek erken müdahale sağlanabilir.
- Psikoeğitim
Birey ve ailesine bozukluğun doğası, belirtileri ve müdahale yolları hakkında bilgi verilmesi, tedaviye uyumu ve sosyal desteği artırır.
- Yaşam Tarzı Düzenlemeleri
- Düzenli uyku ve beslenme alışkanlıkları
- Fiziksel egzersiz
- Alkol ve madde kullanımından kaçınma
- Sosyal destek sistemlerinin güçlendirilmesi
Bu yaklaşımlar, duygudurum değişimlerinin şiddetini azaltmada önemli rol oynar.
Sonuç
Siklotimik bozukluk, dışarıdan “huy” ya da “kişilik özelliği” gibi algılanabilecek, ancak kökeni nörobiyolojik olan kronik bir duygudurum bozukluğudur. Belirtiler genellikle hafif seyirli olduğu için tanı konulması güç olabilir; ancak erken dönemde fark edilip müdahale edildiğinde kişinin yaşam kalitesi önemli ölçüde artırılabilir.
Bozukluğun en önemli yönlerinden biri, kişinin yaşam boyu süren duygusal iniş çıkışlara karşı nasıl başa çıktığıdır. Bu nedenle, psikoterapi desteği, içgörü geliştirme ve işlevselliği koruyucu stratejiler oldukça değerlidir. Siklotimi tanısı konulan bireylerin, duygusal dalgalanmalarıyla baş edebilmeyi öğrenmeleri mümkündür ve psikolojik destek bu süreçte temel bir rol oynar.
Ankara psikolog kadromuz ile ruh sağlığınızı destekleyin. Alanında deneyimli psikologlarımızla, hayatınızdaki zorluklarla başa çıkın ve daha iyi bir yaşam için ilk adımı atın. Ankara psikolog hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi ve randevu için buraya tıklayın.
Kaynakça
American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.).
Goodwin, F. K., & Jamison, K. R. (2007). Manic-Depressive Illness: Bipolar Disorders and Recurrent Depression (2nd ed.). Oxford University Press.
Phillips, M. L., Drevets, W. C., Rauch, S. L., & Lane, R. (2008). Neurobiology of emotion perception I: The neural basis of normal emotion perception. Biological Psychiatry, 54(5), 504–514.
Angst, J., Gamma, A., Benazzi, F., Ajdacic, V., Eich, D., & Rössler, W. (2005). Prevalence and characteristics of hypomania in the general population: The Zurich study. Journal of Affective Disorders, 86(2–3), 145–158.

Ahmet BÜYÜKABACI
Çalışma alanları sırasıyla kişilik bozuklukları, bireysel psikoterapi, çift terapisi ve danışmanlığı, cinsel terapi ve danışmanlığı, şirket içi ve kurum eğitimleridir