Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu Nedir ? Ayrılma Anksiyetesi Nasıl Geçer?

Nisan 20, 2025

Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu, kişinin bağlandığı temel figürlerden (genellikle ebeveynler veya yakınlar) ayrılması durumunda ortaya çıkan aşırı kaygı ve korku ile karakterize edilen bir anksiyete bozukluğudur. Bu yoğun kaygı, ayrılık beklentisiyle veya ayrılık sırasında belirginleşir.

Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu

Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu Nedir ?

Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu (AAB), bireyin bağ kurduğu kişilerden, özellikle birincil bakım vericilerden (çoğunlukla ebeveyn), ayrılacağı düşüncesiyle ortaya çıkan aşırı ve gelişimsel olarak uygun olmayan düzeyde kaygıyla karakterize edilen bir ruhsal bozukluktur. Genellikle çocukluk çağında görülse de son yıllarda yapılan araştırmalar erişkinlikte de tanı alabileceğini ortaya koymuştur. Amerikan Psikiyatri Birliği’nin tanı ölçütleri kitabı olan DSM-5, AAB’yi hem çocukluk hem de yetişkin dönemde tanınabilir bir klinik tablo olarak ele alır (APA, 2013).

Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu Klinik Belirtiler ve Tanı Ölçütleri

DSM-5’e göre AAB tanısı koymak için aşağıdaki belirtilerden en az üçü, çocuğun gelişimsel düzeyine göre en az dört hafta boyunca sürmeli ve belirgin işlev kaybına yol açmalıdır:

  • Bağlanılan kişiden ayrılma beklentisiyle yoğun kaygı.
  • Ayrılma durumunda başına kötü bir şey geleceğine dair yoğun korkular.
  • Ayrılmaya karşı direnç gösterme; örneğin okula gitmeyi ya da başka bir yere kalmayı reddetme.
  • Yalnız kalmaya karşı yoğun isteksizlik.
  • Ayrılmaya dair tekrarlayıcı kabuslar.
  • Ayrılma beklentisiyle ortaya çıkan fiziksel semptomlar (baş ağrısı, mide bulantısı, karın ağrısı).

Bu semptomların erken çocuklukta, gelişimin doğal bir parçası olarak ortaya çıkması olağandır. Ancak süreklilik kazandığında ve işlevsellikte bozulmaya neden olduğunda patolojik olarak değerlendirilir (Amerikan Psikiyatri Birliği, 2013).

Epidemiyoloji ve Görülme Sıklığı

AAB, çocuklar arasında en yaygın anksiyete bozukluklarından biridir. Genel çocuk popülasyonunda görülme sıklığı yaklaşık %4 civarındadır (Costello ve ark., 2003). Kız çocuklarında erkek çocuklara kıyasla biraz daha sık görülür. Yetişkinlerde AAB’nin yaşam boyu görülme oranı ise yaklaşık %6–7 civarındadır ve genellikle çocuklukta başlayan belirtiler erişkinliğe taşınır (Shear et al., 2006).

Etiyoloji: Nedenleri ve Risk Faktörleri

AAB’nin gelişiminde genetik, psikolojik ve çevresel etkenler bir araya gelir.

  1. Genetik ve Nörobiyolojik Etkenler

İkiz çalışmaları, AAB’de genetik yatkınlığın %30–40 oranında etkili olabileceğini göstermektedir (Eley et al., 2003). Ayrıca, serotonin ve kortizol sistemindeki düzensizlikler gibi nörobiyolojik etmenler de anksiyetenin temelinde yer alabilir.

  • Bağlanma Kuramı

Bowlby’nin bağlanma kuramına göre, çocuk ile bakım verici arasında gelişen güvenli bağ, çocuğun dünyayı güvenli bir yer olarak algılamasına yardımcı olur. Ancak aşırı koruyucu ya da tutarsız ebeveyn tutumları, çocuğun ayrılık durumlarına karşı hassasiyet geliştirmesine neden olabilir (Bowlby, 1980).

  • Psikososyal Etkenler

Travmatik yaşam olayları (ebeveyn kaybı, boşanma, taşınma), düşük sosyoekonomik durum, ebeveyn ruh sağlığı sorunları ve ihmal gibi etmenler AAB için önemli risk faktörleridir. Ayrıca çocukların maruz kaldığı yoğun stres, bu bozukluğun şiddetini artırabilir (Muris et al., 2002).

Gelişimsel Süreç ve Seyir

AAB, çoğunlukla 5-9 yaş arasında ortaya çıkar. Okula başlama dönemi, çocuk için ilk ayrılık deneyimlerinden biridir ve AAB belirtileri bu dönemde yoğunlaşabilir. Erken dönemde tanı konulmaz ya da tedavi edilmezse, panik bozukluk, sosyal anksiyete, depresyon gibi diğer ruhsal hastalıklara dönüşebilir (Lewinsohn ve ark., 2008).

Yetişkinlikte AAB ise romantik ilişkilerde yoğun bağımlılık, terk edilme korkusu, yalnız kalamama ve aşırı kontrol davranışları ile kendini gösterebilir. DSM-5, bu durumu erişkin formda tanımlamış ve ayrı bir klinik kategori olarak ele almıştır.

Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu Tedavi Yöntemleri

  1. Psikoterapi

AAB tedavisinde en etkili yöntem bilişsel davranışçı terapi (BDT)’dir. BDT, çocuğun ya da bireyin ayrılmaya dair çarpıtılmış inançlarını değiştirmeye, kaçınma davranışlarını azaltmaya ve alternatif baş etme becerileri kazandırmaya odaklanır (Kendall ve ark., 2005).

  • Aile Temelli Müdahaleler

Ebeveynlerin aşırı koruyucu tutumlarını değiştirmeye yönelik yapılandırılmış aile terapileri, çocuğun özerklik kazanmasını kolaylaştırır. Ailenin sürece aktif katılımı, tedavinin başarısını artırır.

  • İlaç Tedavisi

Şiddetli ya da terapiye dirençli vakalarda farmakoterapi düşünülebilir. SSRI grubundaki antidepresanlar (örneğin fluoksetin), çocuklarda ve erişkinlerde etkili bulunmuştur (Walkup ve ark., 2008). Ancak çocuklarda ilaç kullanımı sıkı izleme gerektirir.

  • Okul Temelli Müdahaleler

Okula gitmekte zorlanan çocuklara yönelik öğretmenlerle iş birliği içinde planlanan müdahaleler, akademik devamlılık ve sosyal uyum açısından kritik öneme sahiptir. Davranışsal sözleşmeler, olumlu pekiştirme gibi stratejiler etkili olabilir.

AAB ile Bağlantılı Komorbiditeler

AAB çoğunlukla tek başına görülmez; aşağıdaki bozukluklarla birlikte seyredebilir:

  • Yaygın Anksiyete Bozukluğu
  • Sosyal Fobi
  • Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)
  • Özgül Öğrenme Güçlükleri
  • Depresyon

Bu nedenle kapsamlı bir klinik değerlendirme önem taşır.

Sonuç ve Öneriler

Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu, çocuklukta başlayan ve müdahale edilmediğinde erişkinlikte de devam edebilen, bireyin yaşam kalitesini düşüren ciddi bir ruhsal bozukluktur. Erken tanı, aile desteği, okul ve sağlık sistemi iş birliğiyle yürütülen bütüncül yaklaşımlar, tedavide başarı şansını artırır. Ayrıca, ailelerin çocuklarının bireyselleşmesine izin veren, destekleyici ama sınırlayıcı olmayan bir tutum geliştirmeleri, önleyici ruh sağlığı açısından büyük önem taşır.

Ankara’daki uzman psikolog kadromuz ile ruh sağlığınızı destekleyin. Alanında deneyimli psikologlarımızla, hayatınızdaki zorluklarla başa çıkın ve daha iyi bir yaşam için ilk adımı atın. Ankara psikolog hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi ve randevu için buraya tıklayın.

Kaynakça

    American Psychiatric Association (APA). (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.).

    Bowlby, J. (1980). Attachment and Loss: Vol. 3. Loss. Basic Books.

    Costello, E. J., Egger, H. L., & Angold, A. (2003). Developmental epidemiology of anxiety disorders. In Depression and Anxiety in Children and Adolescents.

    Eley, T. C., et al. (2003). Genetic and environmental influences on anxiety symptoms in children: A study of twins. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 44(7), 1114–1124.

    Kendall, P. C., & Hedtke, K. A. (2005). Cognitive-behavioral therapy for anxious children: Therapist manual. Workbook Publishing.

    Lewinsohn, P. M., et al. (2008). Childhood separation anxiety disorder predicts adult psychiatric disorders. Journal of Abnormal Psychology, 117(1), 31–44.

    Muris, P., Meesters, C., & van Brakel, A. (2002). Assessment of anxious rearing behaviors with a modified version of “Egna Minnen Beträffande Uppfostran” questionnaire for children. Journal of Psychopathology and Behavioral Assessment, 24, 145–153.

    Shear, M. K., Jin, R., et al. (2006). Adult separation anxiety disorder in the National Comorbidity Survey Replication (NCS-R). American Journal of Psychiatry, 163(6), 1073–1083.

    Walkup, J. T., et al. (2008). CBT, sertraline, or a combination in childhood anxiety. New England Journal of Medicine, 359(26), 2753–2766.

Uzman Psikolog Ahmet BÜYÜKABACI

Ahmet BÜYÜKABACI

Klinik Psikolog | Randevu Al

Çalışma alanları sırasıyla kişilik bozuklukları, bireysel psikoterapi, çift terapisi ve danışmanlığı, cinsel terapi ve danışmanlığı, şirket içi ve kurum eğitimleridir